ŞARTLI TAHLİYE
Değerli Tekstil Endüstri Gazetesi Okurları;
2020 yılının en çok kullanılan cümlesi ‘’Hayat Eve Sığar’’ kısaltılmış adıyla HES. Aslında hiç sevmediğim bir cümle ‘’ Hayatlar Eve Sığmasın’’ diye değiştirmek istiyorum.
Peki bu cümleyi bu kadar çok kullanmaya bizleri sevk eden neydi? Korona Virüsünün hızla yayılarak tüm dünyayı etkisi altına alıp Pandemi Sürecini başlatmasıydı.
Kendisi küçük ama etkileri büyük bir virüs bunu tek başına mı başardı? Tabi ki hayır.
Mart, Nisan ve Mayıs aylarında toplumsal olarak daha dikkatli ve tedbirleri elden bırakmayarak başladığımız mücadelemiz ‘’ Hayat eve sığar’’ diyerek kısmen de olsa başarıyla yürütüldü.
Kimiz günlerce evinden dışarı çıkamazken kimimiz işine gidemedi, yakınını kaybedenler cenazesini bile kaldıramadı. Hayatlar eve sığmamış, aslında hapis olmuştu.
Haziran ayında normalleşme adımları atılırken kısıtlamaların da kısmen kalkmasıyla ŞARTLI TAHLİYE edilmiştik. 3 aylık süreç sonunda özgürlüğümüze kavuşmuştuk.
Ev hapsinden çıkış şartlarımız vardı. Maske, Mesafe ve Hijyen. Bizden istenen sadece ve sadece bu üç temel kurala uymamızdı.
Ne yaptık? Birçoğumuz yeniden ‘’Hayatları Eve Sığdırmamak’’ için dikkati ve tedbiri elden bırakmazken, bir çoğumuz şartlı tahliyeden yararlanan bazı mahkumlar gibi şartlara uymamayı tercih ettik.
Resmen virüsün tüm topluma yayılması için davetiyeler çıkarttık. Neler yaptık demeyeceğim, neler neler yapmadık ki. Halaylar çekmeye, danslar etmeye, kucaklaşmaya daha doğrusu yapılmaması gereken her şeyi yapmaya devam ettik.
‘’Hayat Eve Sığsın’’, üretmeden tüketilsin diye yaydıkça yaydık virüsü.
Değerli Tekstil Endüstri Gazetesi Okurları
Türkiye gelişmekte ve büyümekte olan ülkelerden birisidir. Ayrıca içerisinde bulunduğu coğrafya itibarıyla özel bir konuma sahiptir. Bölgesinde güçlü ve dimdik ayakta kalması, tüketen bir toplum olmaktan ziyade üreten bir devlet olması gerekmektedir. Mart-Nisan ve Mayıs aylarını kapsayan üç aylık süreçte kısıtlama kararları alınırken de çarkların durmaması için kısmi çalışma süreçleri başlatılmış, buna rağmen ekonomik daralma yaşanmıştır. İhracat düşmüş, döviz kurlarında artış başlamış, işsizlik artmıştır. Başta Sayın Cumhurbaşkanımızın, Bakanlıkları ve Belediyelerin almış olduğu kararlar ve topluma sunmuş olduğu destekler bizlerin o süreçte ayakta kalmasını sağlarken, yeni bir dalgada bizleri bekleyen zorluklar sürekli gündeme tutularak gerekli uyarılar yapılmıştır.
Yalnız Korona Virüsünün mart ayından daha tehlikeli ve dalga dalga yayılması toplumda endişeye neden olurken, ekonomik olarak ülkemizi zor duruma sokacaktır. Bu zorluklar özellikle özel sektör temsilcileri tarafından sürekli gündeme getirilirken, Sağlık Bakanımız ve Bilim Kurulları Üyelerimiz tehlikenin büyüklüğünü farklı farklı örneklerle bizlere göstermeye çalışmaktadır.
Bizler toplum olarak gerekli uyarıları dikkate almaz, devleti oluşturan tüm organları bu mücadelede yalnız bırakırsak, ekonomik yıkımları büyük olacaktır.
Değerli Tekstil Endüstri Gazetesi okurları
Tekstil sektörümüz ülkemizin en önemli istihdam alanlarından birisidir. Özellikle toplu çalışma düzeni birçok sektöre göre daha çoktur. İnsan iletişiminin fazla olduğu bu sektörümüzde mutlaka ve mutlaka sosyal mesafe, maske ve hijyen kurallarına uymamız gerekmektedir. Onlarca hatta binlerce insanın istihdam edildiği işletmelerde yayılan Korona Virüsü bu işletmelerimizde üretimin durmasına neden olmaktadır. Türkiye’nin ikinci büyük ihracatçı meslek kolunu oluşturan ve katma değeri yüksek getirisi olan tekstil ve hazır giyim sektörlerimizin durması demek Türkiye ekonomisinin durması anlamına gelmektedir. Haziran -Ekim döneminde Cumhuriyet tarihinin ihracat rekorlarını kıran bu sektörümüz de çarkların hiçbir şekilde durmaması gereklidir.
Maske, Mesafe ve Temizlik diyerek tedbiri elden bırakmamamız, kendi sağlımızın yanında toplumun tüm kesimini ve ülkemizi düşünerek bir vatandaşlık görevi olduğunu unutmadan ilk önceliğimiz haline getirmeliyiz.
Saygılarımla,
Mustafa Kemal HIZARCIOĞLU
Tekstil Endüstri Gazetesi
Genel Yayın Müdürü
mustafa@tekstilendustrigazetesi.com